Karahacip Eşrafından Annesi Feruze, babası Davut Özceyhan’ın 6 çocuğundan biri olanÖzceyhan Çorum, Karahacip’te doğdu. Bir tacir olan babası aynı zamanda Demokrat partinin en parlak dönemleri olan 50’li yıllarda parti içinde de hizmet verdi. Babası her zaman oğlunun bir öğretmen olmasını istedi. Ancak daha 9 yaşında iken babasını kaybetti.13 yaşına kadar ailesi ile yaşayan Özceyhan daha o dönemlerde boş durmayarak, tahtadan bisiklet yaptı ve üstüne binerek yürütmeyi ve komşuların asma kilitlerine büyük çivileri şekillendirerek anahtar yapmayı başardı. Özceyhan ailesinin atları, at arabaları, keçileri, koyunları oğlakları vardı. Onları her gün seven okşayan ve onlarla oyunlar oynayanÖzceyhan daha 12 yaşında iken eyersiz dörtnala ata binmeyi öğrendi. Köyünde meydana gelen bir sel felaketinde FAZIL adlı atı onu üstünde taşıyarak felaketten uzaklaştırıp, hayatını kurtardı. 13 yaşında Ankara’daki Hasan Oğlan Öğretmen Okulu’na gitmek için hazırlanmaya başladı. Bir yıl Ortaköy’deki ortaokula gitti. İzine gelen bir akrabası Özceyhan’ı da Ankara’ya yanında getirdi. Ünlü bir erkek terzisi yanında çalışan akrabasının ustası Özceyhan’a “Öğretmen mi? Olmak istiyorsun.” Diye sordu. “Önce sanat öğren, sonra öğretmen ol.” dedi. Bunun üzerine Ankara Hamam önü Mehmet Akif Ersoy sokakta çok zor şartlarda ve maddi imkansızlıklarla akrabasının yanında kaldı. Bir yandan geceleri okula giderken, gündüzleri de dönemin ünlü erkek terzisi Ahmet Sayınataç atölyesinde erkek terziliği öğrendi. Sonraki yıllarda ünlü ustalar Asım Tekin ve Sıtkı Dokel atölyelerinde çalıştı. Kadın terziliğini öğrendi. Yıllar sonra biraz Para kazanmaya başlayan Özceyhan, Ankara Topraklıkta bir ev tutarak ailesini de yanına getirdi, genç yaşta aile reisliğini yüklendi. Bir yandan okulunu tamamlayan Özceyhan, aynı zamanda geceleri Fransız’ca da öğrendi. 17yaşında Hikmet Mercan’dan Kadın Kesimleri Metotları öğrendi. Bununla yetinmeyenÖzceyhan Paris’te bulunan Academie Internationale La Deveze Darroux’ya gitmek için çaba sarf ediyordu. 13 bin lira biriktirerek, Paris’e karayoluyla tek başına gitti. Orada kötü bir mahalle olan Pigal de çatı katında 4 kişi ile beraber yaşayan Özceyhan, geçine bilmek için seyyar satıcılardan sadece tuzlu ve tatlı krep ve buna benzer şeyler ile beslendi. HocasıMadam Crich okulun en genci olduğu için Özceyhan’ı çok sevmiş ve kendi moda evinde iş vererek ekonomik destek oldu. Akademide; mulâj, metot ve moda tasarımını öğrendikten sonra annesinin “sütümü helal etmem Fransa’da kalırsan” dediği için Türkiye’ye geri dönmek zorunda kaldı. Döner dönmez Erzincan’a askerlik görevini yapmaya gitti ve bir yandan da izin günlerinde çalışarak ailesine maddi destekte bulundu. Adlarını hep büyük saygıyla yad ettiği Yb. Mehmet Çalık ve Yzb. Cemil Özer komutanlarından asker ocağının kutsallığını öğrenmişti. Askerden dönünce Kızılay Bayındır sokakta ilk moda evini açtı. İki dil (İngilizce ve Fransızca) bilen ünlü modacı Özceyhan ayrıca (isimleri; Beste ve Davuthan) 2 çocuk babasıdır. Davuthan işletme Beste sinema televizyon tahsili yaptı.
İş Hayatı
1970 de MEB ile beraber düzenlediği ilk defileyi takiben birçok kurum, vakıf ve farklı kültür kuruluşları ile beraber yardım amaçlı defileler düzenledi.1986 yılında dünyada büyük etki yaratan sanat, çizgi ve Afrika konulu koleksiyonu hazırladı. Defilenin gelirini kullanarak 0 -12 yaş arası Mali’li çocuklara pirinç ve 700 koli ağrı kesici ve antibiotik ilaçlar göndererek yardımda bulundu. Bu çalışma Türkiye ve Dünya’da halkın her kesiminden takdir topladı. Ayrıca defilesinde ilk defa zenci mankenler kullanarak ırk ayrımını protesto etti. O koleksiyonda kullandığı renkli peruk ve süper mini eteklerden dolayı bazı kesimlerden sert eleştiriler aldı. Doğru bildiği yolda yürüyen Özceyhan hiç çizgisinden ayrılmadı. Temel ideali ülkesine hizmet etmekti. Kültürümüzü dünyaya tanıtmak ve onunla övünmekti. 80’li yıllarda Türkiye’nin tanıtımı ve Türk kültürü üzerine yoğun çalışmalara başladı. Şimdiye kadarki ömrünün büyük bir bölümünü Türkiye’nin aydınlık ve güzel yüzünü gelecek nesillere aktarmak için çalıştı. 1995 yılında Çin Seddi’nde dünyada ilk defile yapan modacı oldu. 1990yılında ilk Çanakkale adlı Osmanlı koleksiyon’unu hazırlayarak, TBMM izni ile ilki İstanbul Beylerbeyi sarayında, daha sonra da dünyada gösterimi yapıldı. O günlerde TRT spikerlerinin giyim kuşamlarına çağdaş görünüm vermek amacıyla bir tasarım yaptı. Kültürümüz ve Türkiye’nin tanıtımı için çeşitli vakıf ve bakanlıkların resmi projelerinin işbirliği ile koleksiyonları 24 ülkede teşhir edildi. Anatolia 1, Anatolia 2, Osmanlı, Hitit Uyanışı, Mardin-Mardin ve Makedonya Rüzgârı gibi birçok koleksiyon hazırladı. Bu koleksiyonların bazılarını Japonya, Endonezya, Azerbaycan, Polonya, Bankong, Malezya, Çin, Yunanistan, Almanya ve İtalya gibi ülkelerde sergilendi. Yurt dışındaki bütün sunumlarında mutlaka podyumda Türk bayrağı olmasını talep etti. TC Büyük elçisi Solmaz Ünaydın’ın organize ettiği, 2006’da ünlü Japon modacı Tadashi ile birlikte “Dünya Çocukları(UNİCEF)” yararına, kültürel içerikli büyük bir koleksiyon hazırlayarak Tokyo’da sergiledi. Başbakanlık ve Çorum valiliği isteği üzerine Türkiye’nin aydınlık ve kültürel yüzünü anlatan “Hitit Uyanışı” adlı koleksiyonu 2012’de Roma’da sunuldu. Ayrıca kargı bezi’ni kullanarak tamamı el dokuması pamuklu bir gelinlik sundu. Yurdun muhtelif yerlerinde(Ankara, Maraş, Mardin, Diyarbakır, Adana) MEB ile beraber Türkiye’deki öğretmenlere moda tasarım ve teknolojileri dersi verdi. Ayrıca Akademi GAP projesi ile 140 genç yetenekli öğrenciye de ders veren Özceyhanbilgilerini genç nesillere aktararak eğitime destek oldu. Türkiye’de 5 kadın beden standardını tanımlayarak sanayide yapılan kumaş (materyal) israfını da ortaya çıkardı. Birçok moda gösterisi için sahne, podyum, koreografi, ışık ve ses düzeni hazırladı. Bazı moda dergilerine yazı yazdı. Konusu ile ilgili pek çok televizyon mülakatı ve muhtelif okullarda söyleşi yaptı. Edebiyatla da uğraşan Özceyhan defilenin temasını tanımlamak amacıyla birçok şiire imza attı.